Birleşmiş Milletler Sağlık Örgütü (DSÖ), Gazze bölgesinde artan çatışmalar nedeniyle ağır zarar gören hastanelerin korunması için acil bir çağrıda bulundu. Bu çağrı, bölgedeki sağlık tesislerinin, savaşın yıkıcı etkileri altında nasıl hayatta kalabileceğine yönelik endişelerin arttığı bir dönemde geldi. DSÖ, sağlık hizmetlerinin sürekliliği için bu tesislerin korunmasının kritik önem taşıdığını vurguladı. Gazze'deki hastanelerin mevcut durumu, sağlık hizmetlerinin sunulmasındaki zorluklarla dolu bir tablo çizerken; Đnternational Committee of the Red Cross (ICRC) ve diğer insani yardım kuruluşları da bölgedeki acil durumlar için destek sağlamak amacıyla harekete geçmekte hız kazandı.
Bu günlerde Gazze, yalnızca insani bir krizle değil, aynı zamanda sağlık sektöründeki durumu ile de gündemde. Mevcut çatışmalar, hastanelerin işleyişini olumsuz etkileyerek acil müdahale gereksinimlerini artırdı. DSÖ, bölgedeki sağlık tesislerinin çoğunun eşsiz ve sınırlı bir yelpazede hizmet sunduğunu belirtiyor. Ülkede yıllardan beri süregelen ekonomik durum ve altyapı yetersizlikleri, sağlık sisteminin daha da zayıflamasına sebep oldu. Gazze’deki hastanelerin, uluslararası hukukun koruması gereken varlıklar olduğunu hatırlatan DSÖ, bu tesislerin saldırılara karşı korunması gerektiğinin altını çiziyor. Son çatışmalar sırasında hastanelere yönelik artan saldırılar, üzücü bir şekilde bölgedeki sağlık sisteminin iliklerine kadar zarar vermiş durumda. Hastanelerdeki tıbbi malzeme eksiklikleri, tıbbi personelin güvenliği ve sığınan sivillerin durumu, bu kritik dönemde öncelikli konular arasında yer almakta.
DSÖ, uluslararası toplumun harekete geçmesi gerektiğine dikkat çekerek, insan yaşamının korunmasının her şeyin önünde gelmesi gerektiğini belirtiyor. Bu bağlamda, sağlık tesislerine yapılan saldırıların bir an önce durdurulması ve insani yardımların yerine ulaşmasına engel olunan tüm kısıtlamaların kaldırılması gerektiği vurgulanıyor. Gazze'deki durum, yalnızca yerel sağlık sistemini değil, aynı zamanda bölgedeki insanlık krizini de daha da derinleştiriyor. Hastanelerin korunması, sadece Gazze’deki bireylerin sağlığı için değil, aynı zamanda derhal suretle yerle bir olan toplumun ruh sağlığı için de hayati bir öneme sahip. DSÖ, bölgedeki tüm sağlık çalışanlarını desteklemekte ve sağlık tesislerinin korunmasının yanı sıra hizmetlerin sürdürülebilirliğinin sağlanması için Birleşmiş Milletler ve diğer organlarla birlikte çalışmaya devam edeceğini dile getirmekte. Gün geçtikçe artan hastane saldırıları ve sağlık hizmetlerinin aksaması, bölgedeki halkın acil yardım ihtiyacını her zamankinden daha kritik hale getiriyor. Sağlık hizmetlerinden mahrum kalan insanlar, sadece hastalık değil trauma ve kayıp gibi duygusal meselelerle de savaşmak zorunda kalıyor.
Sonuç olarak, DSÖ'nün Gazze'deki hastaneler için acil koruma çağrısı, bir zorunluluk ve sorumluluk olarak karşımıza çıkıyor. Gazze’de yaşanan insani kriz, Türkiye ve dünya üzerindeki tüm vatandaşları etkilemeye devam ediyor. Sağlık sisteminin güçlenmesi, sadece işlevsel değil, aynı zamanda uluslararası dayanışma gerektiriyor. Eğer bu acımasız savaş sona ermezse, gelecekte daha fazla can kaybı ve hastalığın baş göstermesi kaçınılmaz görünüyor. Gazze’ye yönelik acil yardım çağrılarının her zamankinden daha fazla anlam kazanması, bölgedeki insanlara umut ışığı olmayı sürdürecektir. Bu nedenle uluslararası toplumun harekete geçmesi ve Gazze’deki sağlık tesislerinin korunması adına etkili adımlar atması büyük önem arz ediyor.