Meksika'nın başkenti Mexico City, 2023 yılında bir dizi olayla sarsılırken, 14 Ekim Cumartesi günü binlerce vatandaş, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarını protesto etmek amacıyla sokaklara döküldü. Yemyeşil parkların ve tarihi binaların çevresinde toplanan protestocular, Filistin halkına destek vererek çatışmaların durdurulmasını ve barış çağrısında bulundular. Bu protesto, Meksika'nın dış politikası ve halkın Filistin meselesine duyduğu duyarlılığın bir yansıması olarak pek çok kişinin dikkatini çekti.
Meksika, tarihsel olarak Filistin’in bağımsızlığına destek veren ülkeler arasında yer almakta. Ülkedeki çeşitli sivil toplum örgütleri, insan hakları savunucuları ve Filistinli mülteci dernekleri, yıllardır bu konuda aktif çalışmalar yürütmektedir. Protesto gösterisinde, 'Filistin özgür olacak' ve 'Savaşa hayır' sloganları atıldı. Çeşitli konuşmacılar, İsrail'in Gazze'deki sivillere yönelik saldırılarının sona ermesi gerektiğini vurgulayarak, dünya genelindeki ülkeleri barışçı çözümler üretmeye çağırdı.
Protesto gösterileri, Meksika'nın Filistin durumuna dair duyarlılığını ortaya koyarken, katılımcıların gözleri umut ve dayanışma doluydu. Çeşitli etnik gruplardan insanlar, farklı yaş kesimlerinden bireyler, el ele vererek, Filistin'deki çatışmanın sona ermesi için seslerini yükselttiler. Ülkedeki bazı siyasi liderler de gösterilere katılarak, halkın duyarlılığını desteklediklerini açıkladı.
Meksika'daki bu sınırlı park işgali ve sokak yürüyüşleri, dünya genelinde barış yanlısı hareketlerin güçlenmesine de katkıda bulunabilir. Sosyal medya aracılığıyla yapılan paylaşımlarla, bu gösteriler anında dünya genelinde duyulmuş, birçok uluslararası haber ajansı bu durumu manşetlerine taşımıştır. Bu, Filistin meselelerinin yalnızca yerel değil uluslararası bir duyarlılık oluşturduğunu da göstermektedir.
Protestolar sırasında bazı grupların, Gazze'deki duruma dikkat çekmek amacıyla oluşturdukları görsel sanatlar da göze çarptı. Özgürlük ve adalet temalı afişler, rengarenk pankartlar düzenlenirken, sanatçılar yapılan resimlerle bu trajediyi sanat aracılığıyla duyurmayı amaçladılar. Meksika’da bulunan sanat üstatları, bu tür protestoların sosyal etkileşimde önemli bir yer tuttuğunu belirtirken, sanatın gücünü vurguladılar.
Covid-19 pandemisi sonrası, insanların bir araya gelerek toplu bir şekilde seslerini yükseltmeleri, bu tür olayların önemini bir kez daha gözler önüne seriyor. Her ne kadar sosyal mesafe kuralları hala geçerli olsa da, protestocular, maskelerini takarak ve dikkatli bir şekilde toplanmayı başardılar. Sırasıyla yapılan konuşmalarda, barışçı bir toplum oluşturmanın ve insan haklarının öneminden bahsedildi.
Protestolar sırasında dikkat çeken bir diğer husus ise, gazetecilerin ve medya çalışanlarının etkinlik boyunca yer almasıydı. Meksika'daki çeşitli medya kuruluşlarından muhabirler, olayları canlı olarak yayınlayarak, dünya genelindeki izleyicilere seslenmekteydiler. Bu da, olayların sadece yerel bir mesele olmadığını, uluslararası kamuoyunun dikkatini çeken bir durum haline geldiğini göstermektedir.
Sonuç itibarıyla, Meksika'da düzenlenen bu büyük protesto hareketi, Filistin halkının maruz kaldığı zorluklara karşı bir dayanışma örneği olarak tarihe geçti. Ülkedeki halk, dostluk ve hukuk çerçevesinde barışçıl bir çözüm önererek, birlik içinde hareket etti. Gazze’de yaşanan acıların sona ermesi, tüm dünya halklarının ortak bir talebi olmakla birlikte, Meksika'nın bu duruma olan duyarlılığı ve etkili eylemleri, diğer ülkeler için de örnek teşkil etmekte. Umut ediyoruz ki, seslerimiz bütün dünyanın dikkatini çeker ve barışa bir adım daha yaklaşmamızı sağlar.