Türkiye'de boşanma süreçleri sonrasında mal paylaşımı ve nafaka konuları, hukukun en çok tartışılan alanlarından biridir. Son dönemde Hükümet, süresiz nafaka ile ilgili yeni düzenlemelerin hazırlıklarına hız kazandırdı. Bu yeni düzenlemeler, boşanma sonrası nafaka alacak olanların haklarını yeniden şekillendirecek ve önemli değişiklikler getirecek gibi görünmektedir. Sosyal adalet tartışmalarının da gündemde olduğu bu konu, ekonomideki durumu ve kadın-erkek eşitliğini de etkileyecek.
Süresiz nafaka, birçok boşanma davasında mahkemelerce verilen kararlar neticesinde ödenen bir Yoksulluk nafakası türüdür. Belirli şartlar altında hayat boyu sürebilen bu nafaka türü, boşanmanın ardından yaşam standartlarını sürdürebilmek adına belirli bir güvence sağlamaktadır. Ancak, mevcut sistemin adaletsiz olduğu gerekçesiyle kamuoyunda yoğun eleştiriler almıştır. Hükümet, özellikle uzun süreli evliliklerin ardından nafaka yükümlülüğünün, anketle belirlenen yaşam standartlarına göre düzenlenmesini hedefliyor. Bu durum, nafaka mağdurlarının ve nafaka sahiplerinin sıkça karşı karşıya geldiği sorunları ele almayı amaçlıyor.
Bu yeni düzenleme ile nafaka ödemelerinin belirli bir süreyle sınırlandırılması hedefleniyor. Yani, süresiz nafaka alan bireylerin, nafakalarının ne kadar süre ile ödeneceği mahkemelerce belirlenecek. Buna göre, mahkemeler; nafaka alan kişinin iş bulma konusunda çaba gösterip göstermediğini, ekonomik durumunu, yaş grubunu ve eğitim durumunu göz önünde bulundurarak bir karar verecek. Bu süreç, hem nafaka alanlar hem de nafaka ödeyenler için bir denge sağlamayı amaçlıyor.
Eleştirmenler, bu düzenlemenin bazı olumsuz sonuçlar doğurabileceği konusunda endişelerini dile getiriyor. Özellikle uzun süre evli kalan kadınların, boşanma sonrasında iş bulmada karşılaşabilecekleri zorluklar ve psikolojik etkiler göz önünde bulundurulduğunda, mevcut sistemin getirdiği güvenceyi kaybetme korkusu haklı olarak gündeme gelmektedir. Ayrıca, bu düzenlemenin sosyal eşitsizliği artırabileceği ve ekonomik bağımsızlık için gereken süreyi kısıtlayabileceği yönünde endişeler bulunuyor. Ancak hükümet yetkilileri, hedeflerinin adil bir çıkar denklemi yaratmak olduğunu ve süresiz nafakanın yeni düzenlemelerle belirleneceğini savunuyor.
Toplum genelinde bu konuda ciddi bir tartışma yürütüldüğünü belirtmekte fayda var. Nafaka alan kesim, kadınların ekonomik bağımsızlıklarını tehdit eden bir düzenleme olduğunu savunarak, toplumda cinsiyet eşitliğini sağlamak adına gereken önlemlerin alınması gerektiği görüşündedir. Diğer taraftan, nafaka ödeyenler de boşanma sonrasında hayat standartlarını korumak isteyen bireylerdir. Bu karmaşık durum, Türkiye’nin sosyal yapısını doğrudan etkilemektedir.
Sonuç olarak, süresiz nafakaya getirilen yeni düzenleme, toplumda geniş yankı uyandıracak gibi gözüküyor. Yapılacak olan değişikliklerin ne zaman yürürlüğe gireceği henüz kesinleşmedi. Ancak, tartışmaların ne denli derin olduğuna bakılırsa, bu konunun hukukçular, psikologlar ve toplumsal araştırmacılar tarafından derinlemesine incelenmesi gerektiği aşikâr. Belirsizliklerin giderilerek adaletin sağlandığı bir düzenlemenin çıkarılması umuduyla, tüm tarafların düşüncelerindeki dengelerin göz önünde bulundurulması, bu değişikliklerin toplumsal sonuçlarının daha az yıkıcı olmasını sağlayacaktır.